Mental Model

Mental Model

Birçok yerde rastlayabileceğiniz mental model ya da zihinsel model olarak anılan kavram aslında nedir?

Her yerde rastladığımız sıradan tanımlamalar ve anlatımlar oldukça entelektüel ve anlaşılması zor bir dil içerdiğinden çok da gerekli bir bilgi olmadığını düşünebilirsiniz. Ama aslında yüzyıllardır sorgulanan ve olması gerektiğine hepimizin inandığı bir sisteme işaret ediyor. Bir nevi “empati” kurmak ya da yeni deneyimlerle algılayış biçimimizi zenginleştirmek olarak açıklanabilir.
Bilinci açık her insanın dünyayı algılayış biçimi farklıdır ve algıları yaşadığı deneyimlerle beslenir. Bireysel olarak bir durum, olay ya da nesneye verdiğimiz tepkiler neden farklılık gösterir? İşte bu sorunun cevabı mental modeldir.

Her birimiz yaşadığımız toplum, coğrafi konum, ailemiz, arkadaşlarımız gibi dış etkenler sayesinde bir benlik ve düşünme biçimi kazanırız. Kendi deneyimlerimiz karşılaşacağımız olaylara vereceğimiz tepkileri şekillendirir ve beynimizde yerleşik bir veya birkaç modelleme yaratır. Zihnimize yerleşen bu modeller bütün hayat dinamiğimizi etkileyen büyük bir güçtür. Karşılaştığımız bütün olayları ele alma biçimimizi, problem çözme şeklimizi, karar verme mekanizmamızı etkileyen bu güç, bizim birey olarak var olmamızı sağlayan belirleyicilerden oluşur.

Genelde gerçek hayatın birey tarafından algılanış biçimi ya da gerçek hayatın bireyin zihnindeki yansıması olarak tanımlanan mental model, baktığımızda gördüğümüz değil gördüklerimizin beynimizde canlandırdığı düşüncelerdir. Bu nedenle her bireyin farklı seçimleri, farklı çözümleri ve zevkleri vardır. Mesela dışarı çıkması gereken iki insan da ayakkabı giymesi gerektiğini bilir. Ama ayakkabılarının farklılığından başlayıp bağlama şekilleri ya da önce hangi ayağına giyeceği gibi seçim ve çözüm aşamaları birbirinden farklı ilerler. Bu kadar basit bir durum anlayışında bile farklılık gösteren algılarımız daha büyük olaylar karşısında daha farklı tepkiler vermemize neden olur.

Mental Model Ne işe Yarar?

Mental model çeşitleri dünyadaki insan sayısına eşittir diyebiliriz. Dünyada bildiğimiz veya henüz keşfetmediğimiz ne kadar insan varsa her birinin kendi zihinsel sistemi vardır. Her sistem olayları kendi bakış açısıyla ele alarak kendi çözüm sürecini üretir. Bu demektir ki; dünyadaki hiçbir insan objektif bir bakış açısına sahip değildir. Dolayısıyla mental modeller gerçek hayatı değil farklı algılayış biçimlerini ya da farklı inanışları anlatır.

Mental modeller gerçek hayatla değil inançlarla ilgilidir.

Geçmiş deneyimlerimize dayanarak bilinçli ya da bilinçsiz şekilde öncelik belirlememizi sağlayan zihinsel düşünce sistemimizi geliştirmemiz gereklidir. İşte bu noktada tekrar mental modelimiz devreye girer. Neden var olan ve bizi biz yapan düşünce sistemimiz gelişmeli? Neden her şeyi bugüne kadar algıladığımız gibi algılamaya devam etmiyoruz? Bu soruların cevabını da yine sahip olduğumuz zihinsel model verecek.

İnsanları ve dünyayı farklı bir gözle görmek, yaşadığınız sorunlara daha basit, daha hızlı çözümler getirmek gibi belki hayatınızı kolaylaştıran belki de içinde bulunduğunuz yapay dünyayı renklendiren bir deneyim yaşamak isteyebilirsiniz. Ya da çok daha basit ve insani olarak arkadaşınızın nasıl sizden daha çözüm odaklı bir bakış açısına sahip olduğunu, nasıl bu kadar mücadeleci ve cesur olduğunu öğrenmek isteyebilirsiniz. Sahip olduğunuzdan farklı bir mental model geliştirmek tamamen size bağlı. Ne kadar çok mental model öğrenir ve uygularsanız o kadar farklı bakış açısına sahip olur ve farklı çözüm süreçleri üretebilirsiniz.

Öğrenilen her mental model yeni bir bakış açısı kazandırır.

Mental Model ve Günlük Hayat

Sadece ne yemek istediğinizle ilgili olan düşünceleriniz bile yerleşik zihinsel sisteminiz tarafından yönlendirilir. Gerçekten ne yemeyi sevdiğiniz ya da neyi asla yiyemeyeceğiniz damak tadınızla değil mental modelinizle ilgilidir. Yaşadığınız deneyimler ve inançlarınız sizin için ne yemeniz gerektiğine karar verir.

Mental model sadece doğrudan karar verme süreciyle ilgili değildir. Çok aç olan bir insan düşünün, aynı zamanda susuz ve acilen tuvalete gitmesi gerekiyor. Siz olsanız hangisine öncelik verirdiniz? Bu gibi durumlarda önceliklerimizi ve izleyeceğimiz yolu belirleyen harita zihinsel modelimiz tarafından belirlenir.

Farklı deneyimler yaşamak farklı Mental Modeller geliştirilmesini sağlar

Kendini keşfetmek diye bir deyim var, çoğumuz duymuşuzdur. Birçok öğreti, insanın dünyayı anlaması için önce kendini keşfetmesi gerektiğini anlatır. Eski çağlardan günümüze kadar birçok felsefi düşünce insanı anlamak üzerine gelişmiştir.

Mental model sisteminin de yapmak istediği tam olarak budur. Bir insanı anlamak ve onu bir kategoriye dahil etmek için önce onun düşünce sistemini, önceliklerini ve zihinsel haritasını anlamak gerekir. Bu haritayı çıkardığınızda o insanın kendinin bile farkında olmadığı tercihleri siz görebilirsiniz.

Mental model, kim olman gerektiğini değil kim olduğunu öğretir.

Mental Model ve Pazarlama

Bu kadar soyut bir kavramın pazarlama dünyasında ne işi var diye düşünüyorsanız henüz hiçbir şey anlamamışsınız demektir. İyi bir pazarlama stratejisi, kime nasıl hitap edeceğini bilmelidir.

“Persona” kavramını duymuşsunuzdur, duymadıysanız kısaca; markaların hedef kitlelerinin belirlendikten sonra bu hedef kitlenin ortak özellikleri ve davranış biçimlerinden yararlanılarak yaratılan bir karakter diyebiliriz. Pazarlama birimi hedeflediği kitleyi bir veya birkaç persona yaratarak belirler ve bu personaları baz alarak faaliyetlerini sürdürür.

Mental Model Ve Pazarlama

Tek bir mental modele sahip bireyler kendi yarattıkları labirentlerden çıkamazlar.

Mental Model kavramı da aynı düşünce şekliyle pazarlama dünyasında önemli bir yere sahiptir. Tüketicilerin ortak özellikleri temel alınarak yapılan bir Mental Modelleme, pazarlama faaliyetlerinin hangi doğrultuda sürdürüleceğini belirler. Mesela marketlerdeki ürün yerleştirme standartları bunun basit bir örneğidir. Müşterilerin mağazaya girişinden itibaren hangi reyonlar arasında ilerleyeceği hesaplanarak satışı güçlendirilecek ürünler için belli bir strateji geliştirilir.

Bu yüzden bazen hiç aklımızda olmayan şeyleri alarak mağazalardan elimiz kolumuz dolu bir şekilde çıkarız. O noktada ne alacağımıza biz değil, bizim Mental Modelimizi tahmin ederek ona göre düzenleme yapan mağaza çalışanları karar verir.

Son Söz

Mental model geliştirme sürecinde ilk adım olarak kendi sahip olduğumuz modelleri anladığımızdan emin olmalıyız. Hangi eksikliklerimizi ne şekilde gidereceğimize karar verdikten sonra farklı mental modeller yaratmak için diğer insanların çözüm ve karar süreçlerinden yararlanabiliriz. Farklı bakış açılarına sahip olmak sadece başkalarını anlamak için değil kendimizi anlamak için de oldukça gerekli bir geliştirmedir.
İlgili Diğer İçerikler
Yazıyı Beğendiniz mi? Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.